Orta Asya’dan Karaman’a Hidirellez

Dünyada mevsimlerin yasandigi her yerde bahar bir heyecandir, coskudur. Dolayisiyla baharin gelisine insanlar ilgisiz kalmamistir. Ancak bu ilgi Türk Dünyasinda biraz daha yogundur. Dolayisiyla Türklerin yasadigi hemen her yerde baharin gelmesiyle birlikte Nevruz ve Hidirellez kutlamalari görülür.

Hidirellez, havalarin iyice isindigi ve Hizir ile Ilyas’in bulustuguna inanilan 6 Mayis günüdür. Hizir ve Ilyas kelimelerinin halk dilinde birlestirilmesiyle Hidirellez kavrami ortaya çikmis ve söz konusu 6 Mayis gününe de Hidirellez günü denilmistir.

Baska bir rivayete göre de Hidir ve Ellez adlarinda iki sevgilinin adlarinin birlestirilmesiyle Hidirellez kavrami ortaya çikmis ve bu sevgililer de adi geçen 6 Mayis gününde birbirlerine kavusmuslardir.

Asil Hidirellez günü 6 Mayis olmakla birlikte bazen bu günün öncesinde veya sonrasinda da bazi yerlerde kutlamalar düzenlenmektedir. Ayrica yörelere ve farkli takvimlere göre Hidirellez günü bazi yerlerde farkli günlerde kutlansa da asil kutlamalar 6 Mayista yapilir. Bu tarih astronomik olarak da dogru bir tarihtir. Çünkü 5 Mayisi 6 Mayisa baglayan gece, Günes, Ülker Burcuna girer ve Kuzey Yarimkürede yaz baslar.

Ayrica Eski Türk Takviminde yil Rûz-i Hizir ve Rûz-i Kasim olmak üzere iki ana bölüme ayrilir. 6 Mayis ile 8 Kasim arasindaki 186 günlük bölüme Rûz-i Hizir yani Hizir günleri, yesil veya yeseren günler, 9 Kasim ile 5 Mayis arasindaki 179 günlük bölüme de Rûz-i Kasim yani Kasim günleri denir. Buna göre Hidirellez, Hizir günlerinin ilkidir.

Hidirellez, Türklerin Islâmiyeti kabul etmeden önce de kutladiklari önemli bir gündür ve kaynagi yüzyillar öncesine dayanmaktadir. Hidirellez, Islâmiyetin kabulünden sonra dini motiflerle de zenginleserek Türk kültür hazinesi içindeki yerini almistir.

Islâmiyet’ten önceki dönemlere baktigimizda, Orta Asya, Mezopotamya, Anadolu, Iran, Yunanistan ve hatta bütün Dogu Akdeniz çevresi ülkelerinde Tanrilar adina birtakim ayinler yapildigi bilinmektedir. Orta Asya’daki Türklerin mevsimlik bayramlari hakkindaki bilgileri Çin kaynaklarindan ögrenmekteyiz. Üçüncü yüzyildaki Çin kaynaklarinda Türklerin bahar bayramlarindan bahsedilmektedir. Bu kaynaklara göre, göge ve yere kurbanlar sunulur, at kosturulur, cirit ya da gökböri oynanir, agaç ve koruluk etrafinda dönülürdü. Her yil, yilin besinci ayinda Tanri’ya kurban kesilir, kimiz içilir, ayak topu oynanir, sarkilar söylenirdi. Yilin birinci, besinci ve dokuzuncu aylarinda Türklerin bayramlari oldugu, yilin besinci ayindaki bayramin en önemli bayram oldugu, bu bayram senliklerine halkla birlikte hakanin da katildigi bilinmektedir.

Orta Asya’da Türklerin Islâmiyet’le birlikte Hidirellez senlik ve törenlerini Islâmilestirerek yasattiklarini görmekteyiz. XVI. yüzyilda Türkistanli Hazin?, Cev?hirü’l-Ebrar’inda Maveraünnehir bölgesinde her yil Hizir-Ilyas bulusmasi serefine senlikler yapildigini ifade etmektedir. Ayni eserde Islam’in kubbesi hükmündeki Buhara ve Islam’in çiçegi-gülü Semerkant sehrinde ve diger Maveraünnehir’deki beldelerde senlikler yapildigindan, bayram edildiginden, sohbetler için halk ve seçkinlerin bulusup, sarmas dolas olup tokalasarak hallestiginden bahsedilmektedir. Orta Asya’da Islami dönemde Türkiye’dekine benzer Hidirellez senlikleri ve merasimleri yapildigi görülmektedir. Bahar ve yaz aylarinda kutlanan bu tür eski geleneklerin Islâmi bir kisveye büründürüldügü de bilinmektedir.

Hidirellez törenleri Anadolu Selçuklulari zamaninda geleneksellesmistir. Islâmi açidan sakinca bulunmadigini ünlü Osmanli Seyhülislami Ebu Suud Efendi fetvasinda, “Hizir-Ilyas (Hidirellez) günü gezinti ve eglenceye çikan Müslümanlar, özel olarak bugüne saygi olsun diye bunu yapiyorlarsa bir mahzuru yoktur,” diyerek göstermistir.

Günümüzde Anadolu ve Anadolu disindaki Türkler arasinda Hidirellez çok canli ve görkemli bir sekilde kutlanmaktadir.

Hidirellez kutlamalarinda en yaygin olan gelenek, kirlara çikma, eglence, senlik ve oyunlar düzenlemedir. Anadolu’nun hemen her yerinde bu tür etkinlikleri görmek mümkündür. Ayni sekilde bütün Türk Dünyasinda da benzer uygulamalar görülür. Mesela Ahiska Türkleri Hidirellez günü kutlamalar yaparlar. Hatta onlarin “Yiginak” dedikleri bu eglenceler bir ay kadar devam eder. Azerbaycan Türkleri, Hidirellezi 10 Subat günü kutlarlar Kiçik çile ya da Hidir Nebi Bayrami dedikleri bu günde senlikler düzenlerler. Çocuklar ve gençler evleri gezip hediye toplarlar. Maniler söyler, oyunlar oynarlar. Gagavuzlar, o gün tartilirlar kis mevsimi boyunca zayiflayip zayiflamadiklarina bakarlar. Hidirellez günü eglence düzenlerler. Kirim Türkleri, Hidirellezden birkaç gün önce kirlara çikarlar bu âdete “Yavur yüzü” denir. Makedonya Türkleri de Hidirellez günü subaslarina, agaçlik yerlere giderek piknik yapip eglenirler. Üsküp’te 5-7 Mayis tarihleri arasinda Çalikli Hidirellez Bahar Senlikleri Festivali düzenlenir. Bu festivale ülkemizden de sanatçilar katilir. Kosova’da da Hidirellez kutlamalari yapilir.

Hidirellez kutlamalari çerçevesinde kirlara çikanlar ister istemez kirda yani agaçlik bir alanda ya da su kenarinda veya bir mesire yerinde yemek üzere yiyecek hazirlarlar. Ev hanimlari günlerce önceden baslayarak Hidirellez günü yapilacak senlik ve kutlamalarda tüketilmek üzere yiyecek bir seyler hazirlamak için çalismalara baslarlar. Anadolu’nun hemen her yerinde bu tür hazirliklari görmek mümkündür. Mesela Bolu’nun Gerede ilçesinde Hidirellez günü davullar çalinarak Esentepe’ye gidilir, herkesten odun toplanarak ates yakilir. Yemekler pisirilir ve hep birlikte yenilir. Cumaova ilçesinde ise Hidirellez günü gelmeden önce kuru misir pisirilir ve herkese ikram edilir. Hidirellez çorbasi olarak da keskek pisirilir. Anadolu’nun pek çok yerinde bu etkinlikler görülürken Türk Dünyasinin diger alanlarinda da benzer gelismeler yasanir. Mesela Makedonya Türkleri Hidirellez günü özel bir ögle yemegi hazirlarlar. Kaymakçina denilen bir çesit yumurtali süt tatlisi, sütpite denilen yumurtali süt böregi Hidirellez gününün olmazsa olmaz yiyecegidir. Kosova’da, Azerbaycan’da, Bati Trakya’da benzer faaliyetler görülür.

Hidirellez günü Türk Dünyasinda büyük bir canlilik yasanir. Bu canlilik Hidirellez günü ile sinirli degildir. Çünkü bugünün öncesinde temizlik yapma ve kiyafet temin etme telasi da

görülür. Hidirellez öncesi Türk Dünyasinin hemen her yerinde ev hanimlari yaza hazirlik için evlerde temizlik yapmaya baslarlar. Hidirellez günü herkes temiz ve yeni elbiseler giymeye özen gösterir. Hatta bazi yerlerde gün içinde birkaç elbise degistirenler de olur.

Hidirellez gününün önemli özelliklerinden biri de hediyelesme, akraba ziyareti, esle dostla sohbet ve zayifa, güçsüze yardimci olmaktir. Hidirellez çogu yerde bir bayram havasinda kutlandigi için bu tür hasletlerin ön plana çikmasi da gayet dogaldir.

Hidirellez, Türk halkini o kadar etkilemistir ki bu etki yer ve sahis adlarina hatta atasözü ve degimlere bile girmistir. Türk Dünyasinin hemen her yerinde “Hizir-Ilyas”, “Hidirellez” ve “Hidirlik” adini alan pek çok cami, tekke, ziyaret yeri, türbe, mezarlik, dag, tepe, mesire yeri, akarsu ve köy vardir. Mesela Amasya’da Hizir-Ilyas Camii, Kütahya’da Hizirlik Mescidi, Ankara’da Hidirlik Türbesi, Merzifon’da Hizirlik Tepesi, Düzce’de Hizirdere Köyü Anadolu’daki pek çok örnekten sadece birkaçidir. Türkiye disinda Azerbaycan, Türkistan, Iran, Irak, Suriye, Lübnan, Misir, Cezair ve Fas gibi ülkelerde Hizir’a ait oldugu kabul edilen makamlar vardir.

Türk Dünyasinda var olan Hidirellez geleneklerinden biri de ates yakma ve üzerinden atlamadir. Anadolu’nun pek çok yöresinde bu gelenek yasatilir. Inanisa göre bütün fenaliklar, musibetler atesten atlarken etkisiz kalir ya da atese dökülür. Anadolu disinda da bu gelenek sikça görülür. Mesela Dobruca Türkleri Hidirellez günü ates yakarak üzerinden atlarlar. Gagavuzlar da ayni gelenegi sürdürürler. Hatta Gagavuzlar koyunlarini da atesin üzerinden atlatirlar. Atesle ilgili bu gelenek Islâmiyetten önceki Türk toplumunda var olan ates kültü ile ilgilidir. Eski Türklerde ates kutsal sayilir ve Tanri’nin bir hediyesi olarak görülür. Bu yüzden Türk topluluklarinda eskiden beri atese tükürmek, atesi su ile söndürmek ve atesle oynamak hos karsilanmaz. Atesin üzerinden atlayan insanlar bütün agirligini, ugursuzlugunu, agri aci ve kötülüklerini atese döktüklerini düsünürler. Atesin temizleme ve arindirma özelligi olduguna inanilir.

Dünyada yaygin olarak bilinen “Noel Baba” figürüne benzer bir figür Türk-Islâm Dünyasinda Hidirellez kutlamalari esnasinda ortaya çikan “Hizir Baba” figürüdür. Hidirellez kavrami Hizirla ilgili olup Hizir ve Ilyas adlarinin halk agzinda birlestirilmis seklidir. Birçok Türk boyu içerisinde Hizir inanci vardir. “Hizir gibi yetismek”, “Hizir Acil Servis” gibi ifadeler hep bu düsüncenin yansimalaridir.

Gümrü’de yasayan Türkler, Hidirellez günü kapisini kapattiklari bir odaya Govud denilen bir yemek ve yaninda biraz da su bulunan bir sofrayi koyarlar ve niyet ederler. Hidirellezin gelip govuddan yiyip sudan içecegine inanirlar. Bu maksatla oda üç gün kapali tutulur. Önceden isaret konulan su ve govudda bir azalma hissederlerse Hidirellezin geldigine ve dileklerinin gerçeklesecegine inanirlar.

Tebriz bölgesinde Kirklar adini tasiyan Türk asireti, Hoy-Rizaiye civarinda yasayan Karakoyunlu Türkmenleri ve Tatarlarda da benzer gelenekler vardir. Tatarlar Hidirellez aksami yere serdikleri beyaz bir örtü üzerine un serperler. Ertesi sabah unun üzerinde Hidir ya da Hizir’in atinin izini ararlar ve eve gelip gelmedigi hakkinda hüküm yürütürler. Eger at nalina benzer bir iz oldugunu hissederlerse bu undan derhal ekmek pisirirler. Bu ekmegin bir kismini yerler bir kismini da konu komsuya, fakir fukaraya dagitirlar.

Türkistan sahasinda kut veren, kutlu kilan ilahi kaynakli varlik ve sahislarin ortak adi “Kidir” olarak bilinir. Altay, Kazak ve Kirgiz Türkçesi’nde “Kidiruv” kelimesi gezmek,

seyahat etmek anlamina gelir. Kidir veya Hizir da sürekli gezer. Darda kalanlarin yardimina kosar. Kazak Türkleri Nevruz ile Hidirellezi ayni günde kutlar. Anadolu’nun pek çok yerinde de Hizir inanci ve bu çerçevede yasatilan pek çok gelenek mevcuttur.

Görüldügü gibi Türk insaninin zihninde Hizir, Hizir-Nebi, Hizir-Ilyas, Hidirellez, Kidir, Kizir gibi kelimelerle ifade edilen bir Hizir kültü ve bunun etrafinda yasatilan gelenekler vardir. Bu gelenekler bazi yerlerde Nevruz günü, bazi yerlerde Hidirellez günü bazi yerlerde her ikisinde de gündeme gelmektedir. Zaman ve yerlerde bazi farkliliklar olsa da Hizir inanci ve gelenegi Türkiye, Balkanlar, Kazakistan, Kirgizistan, Altaylar, Özbekistan, Azerbaycan, Kafkasya gibi çok genis bir cografyada yasatilmaktadir.

Gerek Anadolu’da gerekse Anadolu disinda Türk Dünyasinda bazi yerlerde Hidirellez günü kabir ziyaretleri yapilir, adak kurbanlari ya da sükür kurbanlari kesilir, türbeler ziyaret edilir, fakir fukara gözetilir. Bu da Hidirellezin bir baska yönüdür. Hidirellez gününden baslayarak üç gün oruç tutanlar da görülür. Hidirellez kutlamalarinin aslinda Hz.Muhammed’in dogum gününü kutlamak oldugunu söyleyenler de vardir. Bu düsünceye göre Hz.Muhammed, Rebiülevvel ayinda dünyaya gelmistir. “Rebi”, Arapça’da yaz demektir. “Rebiülevvel” ise ilkbahar anlamina gelir.

Hidirellez günleri baharin, yazin ve yeni bir yilin baslangici olarak nitelendirildigi için, yeni yila yönelik üretim, verimlilik ve bereket açisindan da olaya yaklasilmakta ve bu anlamda da bazi gelenekler ortaya çikmaktadir. Mesela Anadolu’da bazi yerlerde Hidirellez aksami gül dalina para kesesi asilir ve ertesi gün alinan bu para bereket olsun diye yil boyu saklanir. Bu tür örnekleri çogaltmak mümkündür. Azerbaycan’da Hidir Nebi Bayrami kapsaminda evlerde yapilan govut veya helva gibi yiyecekler bereket olsun ve Hizir’in eli degsin diye evin bir kösesine konulur. Gagavuzlar Hidirellez günü evlerin avlularina dari serperler. Makedonya Türkleri un, arpa ve bugday ambarlarinin bereketli olmasi için Hidirellez günü buralara “bereket tasi” koyarlar.

Birçok adet ve gelenegin yasatildigi Hidirellez günleri ayni zamanda bireysel ve sosyal hayatla ilgili dileklerin yerine gelmesinin istendigi, maddi ve manevi hastaliklara çare arandigi günlerdir. Insanlar sagligini, mutlulugunu, kismetini bu günlerde tutacagi dileklerde veya gerçeklestirecegi adet ve geleneklerde arar. Anadolu’nun pek çok yerinde 5 Mayis’i 6 Mayis’a baglayan gece üzerine dilekler yazilmis kâgitlar akarsulara atilir ve bu dileklerin denize oradan da Ilyas Peygamber’e ulastigina inanilir. Bu tür örnekleri de çogaltmak mümkündür. Bütün bunlar Hidirellez günlerinin Türk toplumunu çok etkiledigini gösterir.

Hidirellez Türkiye disinda Azerbaycan, Kirim, Kerkük, Musul, Suriye, Balkanlar, Orta Asya, Lübnan, Misir, Cezayir, Fas ve Iran’da bilinir. Bütün Türk boylari arasinda bu gün Hizirla Ilyas’in bulustugu gün olarak nitelendirilir ve bir bayram gibi kutlanir.

Türk Dünyasinda bu kadar önem arz eden Hidirellez her yerde bilinir de Türkçe’nin baskenti Karaman’da bilinmez mi? Elbette ki bu kadim Türk yurdunda da Hidirellez eskiden beri bilinen ve kutlanan bir gelenektir.

Günümüzde çok yaygin olmasa da eskiden Karaman’da Mayis ayinda, Hidirellez gelince konu-komsu, çoluk-çocuk bir at arabasina binerek yiyecek içecek ve batiriklik malzeme sepetlere doldurulur Emekseven Irmagi civarinda bulunan Salisultan (Seyh Ali Sultan)’a gidilirdi. Suyun kenarina oturulur, istekler ya da dilekler çamurdan dere kenarina çizilir veya kâgitlara yazilip suya atilirdi. Gül dalina dilekler baglanirdi. Çocuklar nazli nazli

uçurtmalarini uçurur, uçurtmalar gökyüzünde kugu gibi süzülürdü. Türbelerin kenarindaki kurumus agaçlara dilek amaçli rengârenk çaputlar baglanirdi. Bunlar degisik bir armoni olustururdu.

Günümüzde teknolojinin gelismesi, insanlarin dünya görüsünün degismesi, sosyal ve kültürel hayattaki gelismeler eski örf ve adetlerin az da olsa unutulmasina yol açmakla birlikte biryandan da bunlarin kurumsallasmasina sebep olmaktadir. Halk tarafindan unutulmaya yüz tutmus örf, adet ve geleneklere kamu ya da sivil toplum kuruluslari ve özellikle de belediyeler sahip çikmaktadir. Mesela Karaman’in Ayranci Ilçesinde durum böyledir. Burada Hidirellez kutlamalari Ayranci Belediyesi tarafindan organize edilmektedir. Bu yil 16. kez Ayranci Hidirellez Senlikleri düzenlenmektedir. Bu senliklerle belki eskiden oldugu gibi fert ya da aile bazinda yapilamayan ya da yasatilamayan örf, adet ve geleneklerin yasatilmasi saglanmaktadir. Burada her yil Ayranci Baraji yakinindaki agaçlik alanda çadirlar kurulmakta, yöresel yiyecekler hazirlanmakta, senlik ve eglenceler düzenlenmektedir. Bu senliklere devlet erkâni, sivil toplum kuruluslarinin temsilcileri ve vatandaslar büyük ilgi göstermektedir. Burada günün anlam ve önemini belirten konusmalar yapilmakta, bereketi sembolize eden basak demeti devlet erkânina sunulmakta, ates yakilip üzerinden atlanmakta, sanatçilar tarafindan konserler verilmekte, çesitli folklor gösterileri ve oyunlar sergilenmektedir. Kisacasi Hidirellez gelenegi her yönüyle yasatilmaktadir.

Bu faaliyetin Türk Dünyasinin her yerine örnek olmasi ve Hidirellez geleneginin sonsuza kadar yasatilmasi, milletimizin birlik ve beraberligine vesile olmasi en büyük temennimizdir.

Kaynakça KAZANCI, Mehmet “Hidrellez Bahar Bayrami”, http://www.malatyakulturturizm. gov.tr/ TR,58448/hidrellez-bahar-bayrami.html (Erisim Tarihi: 17.02.2015.)

MISIRLIOGLU, Özden Uysal, Hayat Güzeldi…r Bir Zamanlar Karaman, Karaman 2015.

UCA, Alaattin, “Türk Dünyasinda Nevruz ve Hidrellez Kutlamalari”, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Dergisi, Istanbul Temmuz 2004, Sayi 4, s.183-228.

………………., “Türk Toplumunda Nevruz I”, Atatürk Üniversitesi Türkiyat Arastirmalari Enstitüsü Dergisi, Erzurum 2007, Sayi 32, s.137-170.

……………….., “Türk Toplumunda Nevruz II”, Atatürk Üniversitesi Türkiyat Arastirmalari Enstitüsü Dergisi, Erzurum 2007, Sayi 33, s.151-182.

…………………, “Türk Toplumunda Hidirellez I, Atatürk Üniversitesi Türkiyat Arastirmalari Enstitüsü Dergisi, Erzurum 2007, Sayi 34, s.113-138. 

YORUM EKLE

banner284