31 Mayıs 2018 Perşembe günü Malatya’ya gelecek olan Cumhurbaşkanı için: Malatya Büyükşehir Belediye Başkanlığı, “Cumhurun Başkanı Hoş Geldiniz” yazılı afişlerin yer aldığı billboardlarla Malatya’nın her tarafını donattı.
Cumhuriyet adını alan devlet yönetim şekillerinde, Cumhurbaşkanlığı kurumu vardır ve cumhurbaşkanlığı kurumunda görev yapan kişilere, cumhurbaşkanı denir; “cumhurun başkanı” değil…
“Cumhurun başkanı” anlatımı, milletin olan saltanatın bir kişiye verilme isteğini çağrıştırır; bu da millete dayalı değil de kişiye dayalı bir saltanat kurumunun oluşturulması isteği anlamına gelir.
Zira cumhuriyet adını alan devlet yönetim şekillerinde “cumhurun başkanlığı” adını alan bir yönetim kurumu yoktur ki; bu olmayan kurumda görev yapan “cumhurun başkanı” da olmaz…
Bu nedenle Recep Tayyip Erdoğan, cumhurun başkanı değil; Cumhurbaşkanı ve AKP’nin Genel Başkanıdır. AKP’nin Genel Başkanını cumhurun başkanı olarak görmek, aynı zamanda AKP’yi cumhurla özdeşleştirmek anlamına gelir.
Siyasal partiler, demokrasi rejimlerinde kişilerin kurdukları siyasal nitelikli ve iktidar olma amacıyla kurulan örgütlerdir, cumhur değildir… Cumhur, halk demektir, AKP halk değil halk tarafından kurulan bir siyasal partidir.
Bu ve benzeri düşünce ve yaklaşımlarda bulunan ve devletin önemli kurumlarından olan büyükşehir belediye başkanlığı veya başka adlar altındaki kurumlarda görevli etkili ve de yetkili kişilerin bu tür yaklaşımları, 100 yıl geçtiği halde cumhuriyeti içlerine sindiremedikleri düşüncesini doğurmaktadır.
Bu konumlarda bulunan insanların, “Yeni Türkiye” şeklindeki açıklamalarını da sıkça duymaktayız. Yeni Türkiye’nin ne olduğunu bu kişilere hatırlatayım:
Türkiye Tarihi, bugünkü ulusal sınırlarımız içinde Oğuz Türkleri tarafından oluşturulmuş birbirini takip eden beş bölümde incelenir. Bu bölümler:
1-Anadolu’nun Oğuz Türkleri tarafından fethi.
2-Anadolu Selçuklu Sultanlığı Devri.
3-Anadolu Türk Beylikleri Devri.
4-Osmanlı İmparatorluğu Devri.
5-Türkiye Cumhuriyeti Devri.
Türkiye Cumhuriyeti Devletini kuran, Türkiye Büyük Millet Meclisi olduğundan ve aynı zamanda da en son kurulan Türk Devleti olduğundan, Türkiye Cumhuriyeti Devletine, Yeni Türkiye denilmektedir.
Ülkeyi yönetmek için milletin seçtiği başbakan yerine, başbakan atanması…
Yereli yönetmek için milletin seçtiği belediye başkanları yerine, belediye başkanları atanması..
Ben, gidersem devlet yıkılır, denilmesi…
26. Meclis, Kurucu Meclis olacaktır, denilmesi…
Yeni Türkiye, denilmesi…
Ve benzerlerinin sürekli olarak gündeme getirilip, tartışılması, acaba “saltanatlığa giden yolun taşları mı örülüyor” ve acaba millet saltanatı, bir kişiye mi verilme projeleri üretilip, uygulanmaya çalışılıyor sorusunu akıllara getirmektedir.
Bu tür söz ve davranışlar, derinliği olmayan sığ, tabansız ve pratikte geçerliği bulunmayan davranışlardır.
Zira demokrasi rejimlerinde, kişilerin saltanatı olmaz; saltanat milletindir…
Bu, böyle biline.