Suriye Politikasi

Suni, Sii ve Alevi birer yorumdan ibarettir. Sunilik ve Siilik altinda mezhepler, Alevilik altinda ise tarikatlar bulunurlar.

Islam cografyasinin genislemesi ve Islamiyet’i kabul eden toplumlarin sayilarinin artmasi sonucunda, bu yorumlar ortaya çikmistir.

Lübnan’in eski basbakanlarindan Refik Hariri’nin öldürülmesi ve Suriye güçlerinin Lübnan’dan çekilmesi sonucunda, olusan bosluktan yararlanmaya çalisan Israil, 2006 yilinin Temmuz ve Agustos aylarinda, otuz dört gün Lübnan’a güneyinden saldirdi. Bu saldiri, Sii Hizbullah tarafindan durduruldu, Israil, geri çekilmek zorunda kaldi ve geri çekildi.

Israil, kurulus tarihi olan 1948 yilindan itibaren yaptigi bütün savaslarda basarili olmasina karsin, ilk kez Güney Lübnan’da Hizbullah’a yenilmistir

El Kaide basta olmak üzere mevcut bütün terör örgütleri Suriye’de Esat’a kasi savasirken; Hizbullah, Esat’i desteklemektedir.

Iste, Israil’i yenen bu Hizbullah, Suriye’de Esat’i desteklemesi karsisinda¸Basbakan yardimcisi Bekir Bozdag tarafindan sözlük anlami itibariyle seytan taraftari demek olan, “Hizbulseytan” olarak nitelendirilmistir.

Bekir Bozdag’a göre seytan Israil degil, Esat oluyor. Çünkü hem Esat hem de Hizbullah Sii.

Bekir Bozdag, bu nitelendirmesiyle kimin degirmenine su tasimis oluyor acaba?

Bekir Bozdag’in, Hizbullah’i “Hizbulseytan” olarak nitelendirmesi, belli kesimlere gönderilen bir mesaj midir?

Patriotlarin Türkiye’ye neden konuslandirildiklari ve füze kalkaninin Malatya Kürecik’e neden yerlestirildigi ve bunlarin kimleri koruyacaklari, günlerce ve aylarca tartisildi…

Bunlar, Filistin’den Israil’e yapilacak olasi bir füze saldirisini önlemek için midir?

Suriye’de demokrasiyi isteyenler, acaba kendi ülkelerindeki uygulanan demokrasinin, nasil bir demokrasi oldugunu biliyorlar mi?

Türkiye’nin, Sii olduklari için devrilmesini istedigi Sam yönetiminde; Sii Esat’in, otuz üç kabine üyesinden otuzu, basbakani, genelkurmay baskani ve ordusunun %80 Sunidir.

PKK’nin Suriye kolu olarak bilinen, Suriye’de Esat’a karsi savasan ve Suriye’nin kuzeyinde bir Kürt olusumu gerçeklestirmeye çalisan PYD’nin lideri Salih Müslim, Ankara’nin daveti üzerine 27 Temmuz 2013 tarihinde Istanbul’a gelerek, yetkililerle görüsmeler yapmistir.

Bu görüsmede, Türkiye’de Terörist lideri ile AKP arasinda baslatilan baris sürecinin bir parçasi olarak; Suriye’nin kuzeyinde bir özerk Kürt yönetiminin olusturulmasi gündeme gelmis midir?

Çünkü Kürt sorunu olarak kamuoyunun gündemine getirilen ve tartistirilarak, benimsetilmeye çalisilan Kürt sorunu, baris süreciyle birlikte bir Kürdistan sorunu durumuna dönüsmüs görünüyor.

Yapilan tartismalarda artik Kürt sorunu yerine, Kürdistan sorunu denilmeye baslanilmistir.

Acaba Türkiye, Sam yönetimine karsi savasan terör gruplarina lojistik destegini, Suriye’nin kuzeyinde bir özerk Kürt yönetiminin kurulmasi için mi saglamaktadir?

El Kaide, PKK ve PYD gibi terör örgütleri liderleriyle olan bu muhabbetin esbab-i mucibesi nedir?

Ortadogu’da izlenen politikalari ve bu politikalara bagli olarak ortaya çikan gelismeleri, Israil-ABD düzleminden bakanlar kavrayabilirler, anlayabilirler, algilayabilirler.

ABD, Afganistan’a her gün tonlarca bomba yagdirarak ve Irak’ta milyonlarca Müslüman’i katlederek demokrasiyi gerçeklestirdi!

Simdi, El Kaide basta olmak üzere tüm terör örgütleri el birligiyle Suriye’de demokrasiyi gerçeklestirmeye çalisiyorlar, sonra da sira Misir’a gelecek!

ABD ve terör örgütlerinin, Ortadogu’da demokrasiyi kurmaya çalistiklarini savunan, ülkemizdeki demokrasi havarilerinin bilgilerine sunulur… 

YORUM EKLE

banner284