Talih her zaman cesurdan yana mı, yoksa zalimden yana mı olmuştur? Bilemiyorum! Yanıtını, tarihten birkaç alıntı yaparak, sizlerin görüş ve düşüncelerinize bırakıyorum.
Kastilya kraliçesi İsabella, 1469 yılında on sekiz yaşında iken Aragonya tahtının varisi Ferdinand ile evlendi.
İsabella ile Ferdinand’ın ilk hedefleri İspanya Krallığının oluşumuna yönelikti. O zamanlar İspanya Krallığı yoktu. Günümüzün İspanyasının toprakları dört krallık tarafından paylaşılıyordu: En büyükleri Kastilla, Kuzey Doğu’daki Aragon, Güney’deki Granada ve Kuzey’de Navarre.
İlk hedeflerinden biri, İber Yarımadası’nın Güney’inde halen İslam egemenliğinde bulunan Gırnata’yı almaktı. Savaş 1481’de başladı ve 1492’de İsabella ve Ferdinand’ın başarısıyla bitti. İspanya bu günkü sınırlarına ulaştı.
Hükümranlıklarının ilk yıllarında Ferdinand ve İsabella “İspanyol Engizisyonu” nu kurdular. Engizisyon; yargıç, jüri, savcı ve polis müfettişlerinin yetkilerinin tümünü elinde bulunduran kiliseye ait bir mahkemeydi.
İspanyol Engizisyonunun ilk yirmi yıl içinde hiç abartısız bir tahminle en az iki bin kişi kazığa bağlanarak yakılmış, bu rakamın birkaç katı insan da daha insaflı cezalar almıştı.
İsabella ve Ferdinand, İspanya Katolik Kilisesi’nin Papa’nın değil, monarşinin denetiminde olması için çok çaba sarf ettiler ve başarılı da oldular. On altıncı yüzyılda Protestan Reform Hareketlerinin İspanya’da başarılı olamamasının nedenlerinde biri de buydu.
İsabella’nın saltanat döneminin en kayda değer olayı, yenidünyanın Kolomb tarafından keşfedilmesidir. Ayrıca bu dönemde 1492 yılında, 200.000 Yahudi ile Müslümanların ülkeden sürülmeleri olmuştur.
Osmanlı Padişahı II. Bayezıd, İstanbul’dan İspanya’ya gönderdiği gemilerle, Yahudileri getirerek, Selanik’e yerleştirdi. Selanik, I. Balkan Savaşlarına kadar, Yahudilerin yeryüzünde yaşadıkları en kalabalık Yahudi kentiydi. Selanik, Yunanlıların eline geçmesinden sonra, Rumların baskısıyla karşı karşıya kaldılar ve Selanik’i terk etmeye başladılar.
Meksika fatihi İspanyol Cortes, 1511’de İspanya’nın Küba’yı fethinde rol aldı. Küba valisinin kızıyla evlendi ve Santiago valisi oldu.
Cortes, 600 askerle 1519’da Mexico City’ye yürüdü ve hiçbir direnişle karşılaşmadan şehre girdi ve beş milyonluk bir imparatorluğu fet etti. Aztek kültürüne son verdi
Pizarro, Peru’daki İnka İmparatorluğuna son veren bir İspanyol’dur. Pizarro’nun altı milyondan fazla nüfusu olan bir imparatorluğu sadece 180 kişilik bir orduyla zapt etmesi tarihteki en şaşırtıcı kahramanlıktır. Yenmeyi başardığı sayısal üstünlük, yaklaşık beş milyonluk bir imparatorluğu (Aztek İmparatorluğu) 600 kişiyle zapt eden Cortes’in karşı karşıya olduğu sayıdan daha fazlaydı.
1533’de Pizarro’nun askerleri İnkaların başkenti Cuzco’ya hiç savaşmadan girdiler. Pizarro, burada yeni bir “kukla İnka” atadı. 1535’te Lima şehrini kurarak başkent ilan etti.
Pizarro’nun fetihleri sonucu bölgenin tamamına İspanya’nın dini ve kültürü dayatıldı.