AKP’nin limanına sığınarak, tükenmişliğin ve bitmişliğin küllerinden yeniden doğmak ya da varlığını sürdürmek isteyen MHP’nin genel başkanı Devlet Bahçeli, ne olduğu belli olmayan ve de hiç bilinmeyen bir başkanlık sistemi ortaya attı.
AKP ve MHP’li iki milletvekilinin hazırladığı başkanlık sistemine yönelik anayasa değişikliği, 16 Nisan 2017 tarihinde yapılan halkoylaması ile kabul edildi.
16 Nisan referandumu ile siyaset alanında ve buna bağlı olarak da toplumda saflar, siyaset ekseninde belirginleşmeye başladı.
Bu saflar: egemenliğin, tek elde olmasını isteyenlerle; millette olmasını isteyenlerden oluşmaya başladı.
Yani bu saflaşma rejimin demokrasi olmasını isteyenlerle; rejimin otokrasi (tek adam yönetimi) olmasını isteyenler olarak ortaya çıkmaya başladı. Saflaşmanın kurumsal olarak gerçekleşmesi yönünde, öncelikle AKP ile MHP’nin oluşturduğu bir “Cumhur İttifakı” da kuruldu.
Böylece ülkemizdeki ve dünyadaki olayları, bir kişinin gözüyle görmek, algılamak ve düşüncelerimizi geliştirmek dönemi sürecine girildi…
Bu dönem, “halkın kendisini yönetme yerine, bir başkası tarafından yönetileceği ” anlamına gelmez mi?
Ülkemizde, siyaset ve seçimden başka tartışılacak ve konuşulacak hiç mi konu yok? İçimiz, dışımız siyaset ve seçim oldu!
Siyasetin sadece sandığa bağlandığı ülkemizde, bilim, teknoloji, sanat, felsefeden konuşulmasını geçtik, özgürlük, eşitlik, adalet, ekonomi gibi değerlerden ne kadar söz edilebilir?
Yiyoruz, içiyoruz; Siyaset…. Seçim….
Yatıyoruz, kalkıyoruz, Siyaset… Seçim…
Bıktık artık desem abartmış olmam… Zira neredeyse “Seçim Vurgunu” olduk
Bu dünyaya siyaset ve seçim yapmaya mı geldik?
Haksızlık etmek istemem. Sadece konuşulan ve de tartışılan siyaset ve seçim değil.
Siyaset ve seçim konuşmalarının yanı sıra bir de “Osmanlı olmak,” konuşuluyor, tartışılıyor…
Siyaset ve seçim tartışmaları yetmiyormuş gibi araya bir de Osmanlılık getirildi.
Osmanlı toprak kazanarak, çok sayıdaki ulusları yönetimi altına aldığı için çok uluslu devlet, yani imparatorluk olmuştur.
Günümüzde ise, Osmanlı olmaya çalışanlar, aynı topraklara birden çok Suriye, Irak, Afganistan gibi uluslardan çok sayıda insan alarak, çok uluslu devlet, yani imparatorluk olmaya çalışılıyor!
Değerli Öğretmenim ,
Yazınızı beğendim....