Dünya literatürüne girmiş önemli yerleşim yerlerinden biri olarak kabul edilen ve daha önce yapılan kazılarda bu yönde önemli eserler çıkartılan Canhasan höyüklerinde yürütülen arkeolojik kazı ve araştırma çalışmalarında gelinen son durum hakkında bir söyleşi düzenlendi.
50 yıl aradan sonra Kültür Bakanlığı’nın desteğiyle 01 Temmuz 2021 tarihinde başlanan kazı çalışmaları hakkında bilgiler veren Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Öğretim Üyesi aynı zamanda kazı başkanı Doç. Dr. Adnan Baysal kahverengi tabelaların şehrin kültürel bir mirasa sahip olduğunun göstergesi olduğunu söyledi. Karaman’da yeteri kadar şehrin kültürel mirasını gösteren tabela olmadığına dikkat çeken ve salondakilere “Sizi Canhasan Höyüğünü götürecek kahverengi bir tabela gördünüz mü?” diye soru yönelten ve “Hayır” cevabını alan Baysal “Sizi Canhasan Höyüğü’ne götürecek tabelayı görebilmeniz için tam höyüğün üzerine çıkmanız gerek.” dedi.
“Sosyal, tarihsel ve aynı zamanda eğitimle iç içe olabilecek global lokasyon Canhasan Höyüğü için bedava reklam gibi bir şey” diyen Baysal global lokasyonun David French gibi insanları buralarda araştırmaya yapmaya davet edecek ve çalışmaları uluslararası platformlara taşıyacak bir kompleks olduğunu söyledi. Baysal yapmış olduğu sunumda şu ifadelere yer verdi; “Kerpiç evlerin içerisinde David French ne buldu ne gördü ki literatüre giren üç cilt kitap çıktı” ifadesini kullanan Baysal “David French’in Canhasan 3’te yapmış olduğu sondaj son derece önemli. Orada yapmış olduğu sondaj Canhasan 3’ün Çatalhöyük’ten 1000 yıl daha eskiye gittiğini gösteriyor. Yani bu demektir ki Canhasan 3’te oturmuş olan insanlar her kimse bunlar bir şekilde buradan kalkıp belki de Çumra tarafına göç edip orada Çatalhöyüğü kuran insanların torunları. Yani Çatalhöyük Canhasan3’te yaşamış olan insanların torunları olabilir. Onun ötesinde Canhasan 3’ün yerleşik hayata geçerek ilk tarım yapmaya başlayan insanların Karaman bölgesinde yerleşmiş olduğu nokta olduğunu söyleyebiliriz. Bu son derece önemli bir durum. Çatalhöyük’ten eski ve tarım açısından önemli bir potansiyeli olan bir bölgeden bahsediyoruz. David French o küçük süre içerisinde yapmış olduğu sondajda bulmuş olduğu buğday örnekleri var. Kendisinin geliştirmiş olduğu mikro botanik araştırmalar için bugün artık ıslah elek dediğimiz yapılan yüzdürme işlemiyle toprağın içerisinde birçok arkeoloğun gözünden kaçan bitki kalıntılarının ayrıştırılması ve dönüştürülmesi de bugün yine David French tarafından keşfedilmiştir. Onun yapmış olduğu çalışmalardan da oradan Canhasan 3 içerisinden bulmuş olduğu buğday tanelerinin üzerinden yapılan karbon tanelemeleriyle Çatalhöyük’ten 1000 yıl daha eski olduğu söyleniyor.”
“Canhasan’da Sembolizm Yok mu?”
“Buradaki çalışmaları daha derinleştirebildiğiniz zaman ortaya çok daha güzel sonuçlar” çıkacaktır diyen Baysal Ankara, Düzce ve Trakya Üniversitelerinin öğretim üyeleri ve arkeoloji bölümü öğrencilerinden oluşan küçük bir ekiple çalışmaya başladıklarını ve şu an sadece tek bir öğrencisiyle bu çalışmaları yürüttüklerini söyledi. Canhasan1, Canhasan2 ve Canhasan3 çalışmalarını değerlendiren Baysal “Canhasan3 temelini alarak şunu söyleyebiliriz ki Yakındoğu optisyen ticaretinin de gümrük kapısı gibidir. Çünkü hemen Nevşehir tarafında veya Kapadokya bölgesinde çiftlik gibi veya Güzelyurt bölgesinde bulunan birçok optisyen kaynakları var. Bu kaynaklardan elde edilen optisyen Suriye’ye Irak’a kadar gidiyor. Yani burada 10 bin yıl öncesinde bir optisyen ticareti var. Anadolu farklı bir coğrafya. Suriye’yi Irak’ı içerisine alan bir coğrafyadan bahsediyoruz. Güneyden gelen son derece güçlü bir kültürel etkinin kırıldığı, ayrıldığı ve oradan öteye geçemedi tek nokta Canhasan’dır. Yani nasıl Çanakkale geçilmez diyorsak Mezapotamya kültürü de geçilmez dediğimiz nokta halinde orada kalmıştır. Çünkü Canhasan1’de ele geçen halas benzeri çanak çömlekte bunun son derece güzel örnekleridir. Canhasan3’te yapılan çalışmalar sonrasında siyah ve parlak camların şu anda ne Yakındoğu’da ne de Türkiye’de örnekleri bulunmamaktadır.”
“Canhasan’daki Çalışmaları 3 Bölüme Ayırıyoruz”
Canhasan’daki kazıları “1960‘lı yıllarda David French ile başlayan arkeolojik kazılar, 2021’de tarafımdan başlatılan kazı projesi ve David French’in ölümünden sonra hızlı bir şekilde geliştirilen onun biriktirmiş olduğu arşivinden ve bulmuş olduğu eserler üzerinden yapılan araştırmalar” şeklinde tanımlayan Baysal David French’in Canhasan’daki çalışmalarını tamamladıktan sonra Keban Barajı için kendisine gelen davet sonrasında 1970’de Canhasan’dan ayrıldığını söyledi.
“Ne Bir Tuvalet Ne de Bir El Yıkayacak Alan Yok”
Çalışmalara kalabalık bir ekiple başladıklarını ifade eden Baysal şu an öğrencisiyle birlikte bu çalışmaları küçük bütçeler nedeniyle maddi-manevi yetersizlikler içerisinde çalışmaları yürüttüklerini belirti. Höyüğün üzerinden 15 gün boyunca çöp topladıklarını söyleyen Baysal çöplüğün içerisinden 6-7 tane büyükbaş hayvan, 7-8 tane küçükbaş hayvan dışında inşaat malzemelerine kadar o kadar çok malzeme vardı. David French’ten kalan eski kerpiç kazı evi içerisinde de son derece yoğun bir çöp mevcuttu. Bizim kazı çalışmalarını yürüttüğümüz sürede de mevsimlik tarım işçilerinin bu mekanları tuvalet alanı olarak kullandıklarına tanıklık ettik. David French’in kazı yaptığı yerlerde ilaç şişelerinden alkol şişelerine, elektrik direklerine her şeyi bulmanız mümkündü. Elektirik dağıtım şirketinin biz bilmiyoruz dediği uzaydan gelmiş iki elektrik direklerini de oradan kaldırtmamız da 25 gün gibi bir süre aldı. Ellerimizi yıkayabileceğimiz ne bir lavabo ne de bir tuvalet vardı. Şantiye alanındaki tuvaletleri kullanabilmemiz için Tarım İl Müdürlüğü ile yazışmalarımız devam ediyor.”
“Bilerek İsteyerek Tahrip Ediliyor”
“David French’ten kalan kerpiç kazı evinin çatısındaki kiremit ve tenekelerin, pencerelerin kazı çalışmalarına başlanmadan önce yerinde olduğunu ancak kendilerinin çalışmaya başlamasından çok kısa bir süre içerisinde bunların oradan söküldüğünü söyleyen Baysal “Dünyaca bilinen bir sit alanının gözlerimizin önümüzde kaybolmasına izin vermeyelim istedik. Bir mimar yardımıyla kazı evinin planlarını çıkardık. En azından bu kışı geçirmesi için çatının üzerini tenekelerle kapadık, pencerelerini kapatarak korumaya çalıştık. Karaman’ı dünya çapında kültürel anlamda tanıtacak en büyük mirasın yanlış tarım uygulamaları ve insan kaynaklı deformasyonla yok olmasına müsaade etmemelisiniz. Canhasan’da yürüttüğümüz bu çalışma içerisinde yok yok dediğimiz bir İsveç çakısı. Bizlerin tek isteği bizlere maddi-manevi anlamda destek olunması” dedi.
KARTAP tarafından Yunus Emre Konferans Salonu’nda düzenlen ve yaklaşık iki saat süren “CANHASAN KAZI ÇALIŞMALARI KARAMAN’A NE KAZANDIRACAK” konulu söyleşi soru-cevapla son buldu. Haber: Senem YAVUZASLAN
Sizleri kutlar,çalışmalarınızda başarılar dilerim.Zorlukları hep birlikte yeneceğimize inanıyorum.