Acaba bu konustuklarimiz, konusmadiklarimizin bir kamuflaji mi diye aklima takilan soruyu da sormaktan kendimi alamadim. Çünkü konusulmasi gereken ve çözüm bekleyen onca sorun var ki bunlarin önünde de ekonomi geliyor, bu sorunlardan hiç konusmuyoruz.
Ekonomi ile ilgili konulari ve görüslerimi, bir sonraki yazimda ele alacagim.
Bu ülkede bilim adamlari yok mu, sanat adamlari yok mu? Neden her gün, yazili ve görsel medyada, Basbakanin ortaya attigi konular gündem yaratiyor ve bu konular üzerinde günlerce konusuluyor.
Yoksa bilim, sanat, teknoloji ve ekonomi gibi temel alanlardaki konular, toplumumuzu ilgilendirmiyor mu?
Açlik grevleri bir grup tarafindan baslatildi, yer yerinden oynadi adeta. Atmis sekiz gününe girildi, artik bu ölüm orucuna dönüstü denildi, nihayet agirlastirilmis müebbet hapis cezasina çaptirilan bir kisinin iki dudagi arasindan çikan ”birakin” sözcügü ile ortalik süt liman oldu. Atmis sekiz gün sonucunda çok sükür ne ölen oldu ne de rahatsizlanan. Böylece tip biliminde yeni bir çigir açilmis oldu. Ancak bu süreç yasanilirken onlarca sehit verildi kimsenin giki bile çikmadi. Bildik törenlerin görüntüsünden baska. Acaba neden diye çok kafa yoruyorum.
Açlik grevleri karsisinda Basbakan’in, idami ortaya atmasini da hiç anlayabilmis degilim.
NATO’dan istenilen ve Güney sinirlarimiza yerlestirilmesi düsünülen ve günümüzde konu ile ilgili uzmanlarin Malatya, Diyarbakir, Urfa ve Adana’da uygun yer aradiklari patraitlerin, savunma sistemi olduklari halde Suriye ile birlikte Rusya ve Iran’in, bunakarsi çikmalarinin nedeni hala zihnimi kurcalamaktadir. Acaba Suriye, Rusya ve Iran birlik olup da Türkiye’ye saldiracaklar mi?
Gerçekten bu patroitler neden ülkemize yerlestiriliyor?
Cumhurbaskanlarimizdan merhum Turgut Özal’in mezarinin açilarak, yapilan incelemeler sonucunda, zehirlendigi yönündeki haberlerin belli bir gazete tarafindan ortaya atilmasi; anayasada yapilan degisikliklerin referanduma sunulmasi asamasinda: “mezardakilere de oy verdirin”çagrisinin bir sonucu mu diye de düsünüyorum. Yani ben bunu, bunlar üzerinden siyaset yaparak oy alin anlaminda degerlendiriyorum. Zaman zaman Dersim Olayinin kasinilmasini da buna bagliyorum. Bu düsüncemde yanilmayi çok isterim. Insallah düsündügüm gibi degildir.
Okullarda kiyafet yönetmeliginde yapilan degisikligi, basa türban sarilmasinin önünü açmak için yapildigi kanisindayim. Bu günlerde, kamuda çalisanlarin, baslarina türban sarabilmeleri için eyleme geçmelerini, tesadüfi bir gelisme olarak görmüyorum.
Dokuz on yaslarindaki çocuklarin baslarina türban sarilmasi, kamuda çalisanlarin baslarina türban sarmak için yaptiklari eylemler ve tekke ve zaviyelerin açilmasinin gündeme getirilmesini, çoklu dörtlü egitim sisteminin türevleri olarak görüyorum.
Muhtesem Yüzyil dizisini, her Çarsamba gün, zevkle izlemeyi sürdürüyorum.
Çünkü yilardir gördügüm ve duydugum; zulüm, siddet, öfke, kan, gözyasi ve benzeri insani olmayan hiçbir seyi artik görmek ve duymak istemiyorum.