Ali ve Yakup Ünlüler kardeşleri ilk defa; köyümüzdeki Yukarı Değirmen önünde, dere kenarındaki çayırlıkta, uzun boyunlarını uzatarak, söğüt ağaçlarının ince dallarını yiyen, sırtlarındaki hamutlu develere binerlerken görmüştüm. Giyimleri, konuşmaları, bize hiç benzemeyen bu iki kişinin, köyümüzden Halhul lakaplı tüccar Mustafa adında birinin, İvriz Köy Enstitüsü’nde okuyan çocukları olduklarını, tatillerini de, burada geçirdiklerini orada öğrenmiştim.
1946 yıllarında her iki kardeş te köyümüze öğretmen olarak atanmışlar ve şu anda çoğumuzun anne ve babalarını okutarak, hayata hazırlamışlardı.
Bilindiği gibi köylerde; okulun öğretmeni, köy ihtiyar kurulunun tabii üyesidir. İşte Ali Hoca; köyden yetişen ve köyün ihtiyaçlarını çok iyi bilen birisi de olduğundan, ihtiyar heyetine edindiği bilgilerle ön ayak olmuş, önce köyümüzden Selerek/Ağılönü’ne kadar olan, yalnız hayvanların geçtiği yolun; imece usulü ile arabaların geçebileceği genişlikte açılmasını ve köyde ilk tekerleğinde dönmesini sağlamıştır.
Sonraları; köyün iktisadi hayatına en büyük katkıyı sağlayan Golden ve Starking elma fidanlarını getirterek, köy halkına nasıl dikildiklerini ve bakımlarını da bizzat yaparak anlatan, Milli Bayramların en güzel şekilde kutlanmasını, köyün o güne kadar hiç görmediği havayı fişekleri, bu bayramlarda tanıtan hep O’ydu.
O 1960 yılından itibaren Karaman’da öğretmenliği ve müfettişliği yanında; Karaman Turizm[ ve Tanıtma Derneği’nin başkanı ve üyeleri ile birlikte; Türk Dil Bayramı ve Yunus Emre’yi Anma Törenleri’nde, en üst derecede ve hatta Devleri Karaman’a getirerek, Karaman’a unutulmaz anıları yaşatmıştır. Aynı zamanda, aynı derneğin değerli üyeleri ile birlikte; Karamanoğlu Mehmet Bey’in, hani o meşhur “Bugünden sonra ….” diye başlayan meşhur fermanının ortaya çıkarılmasında da emeği vardı.
Emekli olduktan sonra da 1973 yılından itibaren O’nu Türkiye’nin en büyük hayır ve yardım cemiyeti Kızılay Kurumunun başkanı olarak gördük ki, O’nu orada da yıllarca sanırım son iki yıl evveline kadar düşkünlerin, kimsesizlerin, çaresizlerin hamisi olarak ta, bu kutsal görevi sürdürmüştü.
Ali Ünlüler; aynı zamanda köyümüzün yeni ismi Yeşildere’nin de isim babasıydı. O’nun köyümüze ve Karaman’a yaptıkları hizmetler, saymakla bitmez. O’na son sözlerim: “Ey, Köyümüzün koca çınarı, sen aynı zamanda Atatürk’ün gösterdiği Türk Milletini ortaçağın karanlıklarından aydınlığa çıkarmak isteyen, milletine kulluğu, köleliği değil, egemenliği layık gören milli eğitimcileri Mustafa Necati ve Hasan Ali Yücel’in programları ile yetiştirilen sonra da, o yıllarda çağın çok gerilerinde kalmış köylere, köyümüze bir güneş gibi doğarak bilmediklerimizi bize öğreten. Kısacası; siz ve halâ hayatta olan arkadaşlarınız, artık nesli de tükenmekte olan, son eğitimcilerinden biriydiniz. Daha ne olsun
Biz senden çok memnunuz. Allah ta senden memnun kalsın. Kabrin nurla dolsun. Cennet mekânın olsun.
Ali Ünlüer’i De Kaybettik
Paylaş